
Bir virüs olmayabilir, ancak şişmanlık kişiden kişiye yayılabilir . Yeni bir araştırma, şişmanlığın sosyal bir bulaşıcılık gibi topluluklar aracılığıyla yayılabileceğini öne sürdü. Çalışma, yüksek obezite oranına sahip bir bölgeye taşınmanın, obez olma riskini artırabileceğini, çünkü etrafınızdaki insanların sağlıksız alışkanlıklarını ve davranışlarını bilinçaltı olarak benimseyebildiğinizi ortaya çıkardı.
Bu çalışmada, Güney Kaliforniya Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, yüksek obezite oranına sahip topluluklara maruz kalmanın bireysel sakinlerde obezite riskini arttırıp arttırmadığına baktı. Yapılan araştırmanın sonucunda obezlerin çok olduğu kasabalara atanma yolu ile gönderilen kamu personelleri %4-6 oranında obeziteye yakalandı. İleri yaşlarda ise bu oranın daha düşük olduğu tahmin ediliyor.
Ailelerin obez bölgelerde yaşama süreleri obezite riskini de arttırıyor.
Aileler obezitenin yaygın olduğu bölgelerde ne kadar uzun yaşarlarsa, kilolarını o kadar fazla görme olasılıkları da o kadar artıyor. Obezite oranını etkileyebilecek çevresel faktörler göz önünde bulundurulduktan sonra bile, bağlantı hala açıktı. Spor salonlarının olmadığı bir bölgede yaşamanın ve fast food restoranlarına kolay erişmenin her ikisinin de önemli bir rol oynaması mümkündür.
Araştırmanın yazarlarından Dr. Ashlesha Datar, “Obezitede sosyal bulaşıcılık, etrafınızdaki daha fazla insanın obez olması durumunda, o zaman kendi obez olma şansınızı artırabileceği anlamına gelir” dedi.
Obeziteyi önlemek için topluluk çalışmaları
Obeziteyi engellemenin birinci koşulu toplumsal çabalara odaklanmak üzerine. Sağlıklı beslenme ve aktif yaşamı teşvik edici programlar uygulanabilir. Toplumun gözünün önünde duran sosyal medya ve görsel medya bu konuda en etkin silahlar olarak kullanılabilir. Bunun yanı sıra tarıma geniş alanlar ayrılıp süper market ve restoranlarda besinlerin enerji değerlerinin KALORİ cinsinden verileri daha büyük, göz alıcı büyüklüklerde yazıla bilir. Etiketleme ve Tüketici Bilgilendirme Yönetmeliği gereği Restoranlarda satılan ürünlerin etiket bilgileri ve besin değerli gösterimi ne yazık ki zorunlu değildir. Aslında çok basit, bir porsiyon için ortala kalori değeri yazılabilir, içinde hangi ürün varsa tüketiciye söylenebilir.
Okullar ise bu konunun temel noktalar. Okul gıdası logosu tebliği yayınlandı, ancak yetersiz kalavaca benziyor. Ayrıca mevcut yiyecek ve içecek seçeneklerinin sağlıklı olmasını sağlamak yolunda daha fazla mevzuat çalışmaları yapılmalıdır. Okul yetkilileri, çocukların meyveler, sebzeler, tam tahıllar ve yağsız veya az yağlı süt ürünleri için diyet tavsiyelerini yerine getirmelerine yardımcı olmalıdır. Ek olarak, öğrencilerin fiziksel olarak aktif olmalarını sağlamak için beden eğitimi derslerinde harcanan zamanı artırabilirler. Eğer bir okul yöneticisiyseniz bizden yardım alabilirsiniz. Lütfen iletişim sayfamız vasıtasıyla bize ulaşın
Bir diğer obezite kaynağı ise aslında iş dünyası. İşyerinde, yetkililer, çalışanlarına bir sağlık programı sunarak sağlıklı bir çalışma ortamı yaratabilir. Yönetim desteği sunarak, fırsatlara, politikalara ve sosyal desteklere erişim sağlayarak fiziksel aktiviteyi teşvik edebilirler. Ayrıca, işyeri kafeteryaları, sağlıklı yiyecek seçimlerini çalışanlarına daha erişilebilir hale getirmelidir.
Obezite birçok sağlık probleminin köküdür, bu yüzden önlenmesi ve hatta tersine çevrilmesi birçok ölümcül tıbbi durum vakasını azaltabilir.
Türkiye’de ise obezite oranı, OECD ortalamasının üstünde ve %22,3 seviyesinde. Ayrıca ülkemizde kadın obezitesi erkeklerin oranının yaklaşık 2 katı. Sağlık elimizde; güvenli gıda ile…
Kaynaklar:
Dogrulukpayi.com
DailyMail.co.uk
Food.News
CDC.gov
Fotoğraf: rawpixel.com adlı kişinin Pexels ‘daki fotoğrafı