
Ülkemizde arıtılmış/arıtılmamış evsel/kentsel atıksular dere, nehir, göl, gölet, sulama kanalı, kanal, baraj vb. su kaynaklarına deşarjı sonrası kontrolsüz olarak doğrudan veya dolaylı şekilde tarımsal sulamada kullanılmaktadır. Atıksuların tarımsal sulamada kullanılmadan önce, biyolojik arıtmanın ardından filtrasyon ve dezenfeksiyon veya direk dezenfeksiyon uygulaması ile mikrobiyolojik parametrelerinin istenilen deşarj standartlarına getirilerek kullanılması gerekmektedir.
KOVID-19 salgını ülkemizde de kendini gösterdiğin andan itibaren yetkili idarelerce gerekli önlemeler titizlikle alınmaktadır. Bu minvalde KOVID-19’un evsel/kentsel arıtılmış/arıtılmamış atıksularda bulunma ihtimali olduğu değerlendirilmektedir. Özellikle bu sular ile çiğ tüketilen sebzelerin sulanması esnasında ürünlerin üzerine KOVID-19’un bulaşma ihtimali bulunmaktadır.

Kovid-19 (sars-cov-2) Virüsünün Atıksular Yoluyla Bulaşma Riski
Toplum sağlığını koruma adına gıda ürünlerinin evsel/kentsel arıtılmış/arıtılmamış atıksular ile doğrudan sulanmaması veya bu suların dere, nehir, göl, gölet, sulama kanalı, kanal, baraj vb. alıcı ortamlara deşarjı sonrası sulama yapılan su kaynaklarında sulama yapılmadan önce atıksuyun kaynağında etkin dezenfeksiyon işlemi sonrasında sulama yapılması gerekmektedir. Bu minvalde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından “Kovid-19 (sars-cov-2) Virüsünün Atıksular Yoluyla Bulaşma Riskinin, Kullanılmış Suların Yeniden Kullanılması Perspektifinden Değerlendirilmesi” raporu hazırlandı.
Söz konusu raporda Kovid-19’un içme suyu ve atıksuda bulunma durumu, kullanılmış suların sulamada kullanılması hususunun Kovid-19 açısından değerlendirilmesi ve atıksu arıtma tesislerinde arıtılan atıksuların tarımsal sulamada kullanılması ile alakalı ülkemiz için değerlendirme yapılmış durumda. Ayrıca atıksu arıtma tesislerinde atıksuların yeniden kullanılmasına yönelik uygulamalardan istifa edilmesi yönünde Bakanlık tarafından hazırlanmıi “Kullanılmış Suların Yeniden Kullanım Uygulamalarına İlişkin Rehber” isimli dökümana da Buradan ulaşa bilirsiniz
Sudan Koronavirüs Bulaşır mı?
KOVID-19 salgını sırasında dünyada yapılan çalışmalar neticesinde bazı şehirlerin atıksularında koronavirüs tespit edilmiş olsa da henüz virüsün su kaynakları ya da atıksu yoluyla bulaştığına dair hiç bir kanıt bulunmamaktadır. Ancak laboratuvar testleri, koronavirüslerin 10 güne kadar musluk suyunda ve 100 güne kadar atık suda hayatta kaldığını göstermektedir. Dolayısıyla salgın hastalıklar sırasında enfeksiyon riskinin artacağı göz önünde bulundurularak ham atıksu ya da kullanılmış sularla temas etme riski bulunanlar için fazladan koruyucu önlemlerin alınmasında fayda vardır.
Atıksu arıtma tesislerindeki her bir arıtma adımı virüsle ilgili potansiyel risklerin kademeli olarak azaltılmasını sağlanmaktadır. Bu sebeple arıtma tesislerinin doğru ve projelendirildiği şekilde çalıştırıldığından emin olmak gerekmektedir. Ayrıca çıkış sularında yapılacak analizler yoluyla çıkış sularının kalitesinin düzenli olarak izlenmesi gerekir. Suyla bulaşan hastalıklara yol açan virüslerle karşılaştırıldığında koronavirüslerin sucul ortamda etkinliğini çok daha hızlı kaybettiği ve klor vb. dezenfektanlara karşı savunmasız olduğu bilinmektedir. Bu nedenle mevcut atıksu arıtma tesislerinin, virüslerin giderilmesi için optimize edilmemiş olduğu düşünülüyorsa ilave bir dezenfeksiyon ünitesinin sisteme dahil edilmesi yerinde olacaktır.
Etkili bir dezenfeksiyon için 30 dakikalık bir temas süresinin ardından minimum 0,5 mg/L bakiye klor konsantrasyonu yeterlidir.
Yağmur Sulama Kovid-19 Riskini Daha Çok Arttırıyor.
Türkiye’deki atıksu arıtma tesislerinin üçte birinden fazlasının çıkış suları tarımsal sulama tesislerine ulaşmaktadır. Söz konusu AAT’lerin büyük bir çoğunluğunda dezenfeksiyon ünitesi bulunmamakta olup mevcut dezenfeksiyon ünitelerinin de çalıştırılmadığı ya da doğru çalıştırılamadığı bilinmektedir. Arıtılmış atıksuların ulaştığı tarımsal sahalarda zengin bir ürün deseni bulmakta ve pek çok farklı ürün yetiştirilmektedir. Ancak söz konusu sulama tesislerinin yarıya yakınında çiğ tüketilen sebzelerinde bulunması çeşitli risklerin değerlendirilmesini gerektirmektedir. Öncelikle mevcut dezenfeksiyon ünitelerinin acilen doğru şekilde çalıştırılması sadece KOVID-19 değil, diğer hastalıklarla ilgili enfeksiyon risklerini de büyük ölçüde azaltacaktır. Dezenfeksiyon ünitesi bulunmayan tesislerin de uygun şekilde revize edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla kullanılmış suların sulamada doğrudan veya dolaylı kullanılması durumunda mutlaka dezenfekte edilerek kullanılması gerekmektedir.
Güneşin Peşinden Gidin! O sizi ısıtacaktır… |
![]() |
Virüs gibi patojenleri taşıyan aeresollerin yayılma riskini arttırdığı için özellikle kullanılmış sular söz konusu ise yağmurlama yöntemiyle sulamadan mümkün olduğu kadar kaçınmak gerekir. Sulama yönteminden bağımsız olarak, kullanılmış su ile temas etme olasılığı bulunan çalışanların eldiven, maske, gözlük gibi kişisel koruyucu ekipmanları kullanması sağlanmalıdır.
Kaynak: Tarimorman.gov.tr