
Günlerdir basında yer alan Gıda yasası düzenlemesi ile ilgili tam metni sizlere sunmak istedik. Bu kanun teklifi ile 5996 sayılı kanun değişikliği gerçekleşirse; gıda bilimi çevrelerinden olmayan ve halkı yanıltıcı bilgi verenler ağır para cezası alacak. Bunun yanında taklit ve tağşiş yapanlara da bu yasa teklifi kapsamında ağır yaptırımlar geliyor. İşte detaylar…
Konu ile ilgili daha önceki yayınlarımızda bu kanun teklifi ile alakalı bilgilendirmelerde bulunmuştur. Aşağıda linki verilen yazılarımız da inceleye bilirsiniz
- Yasama Dönemi Kapanmadan Gıdalarla İlgili Yasal Düzenleme TBMM’de Olacak
- Gıdada Bilgi Kirliliğine Para Cezası Yolda
- Gıda Teröristlerine 5 Yıl Hapis Yolda
TBMM gündeminde olan ve yasama dönemi kapanmadan işleyişe geçmesi hedeflenen yasa teklifi şöyle;
Yanıltıcı Yayın Tanımlara giriyor
Yanıltıcı Yayın tanımı ile; mesleği ve bilimi gıda ile ilgisi olmayan; yani konunun uzmanı olmayan kişilerin haklı yanlış yönlendirmesi engellenmesi hedeflenmekte. Ancak şu zamana kadar özellikle televizyon ekranlarında boy gösteren bazı kişilerin “ifade özgürlüğü” engeli olduğu yönünde beyanları ortaya çıkmaya başladı. Aynı kişiler şarbonlu eti koklayarak anlayacağını da iddia etmiş; gıda mühendisleri ve veteriner hekimler tarafından alaya alınmışlardı.
Hedef: Gıda güvenliği ve Gıdada Bilgi Güvenliği
Gıda güvenliği ve gıda güvencesi özellikle Covid-19 ile hayatımızda daha bir önem kazandı. Taklit ve tağşişçilerin ürünleri kanun teklifi ile hayatımızdan çıkaracak devlet desteği de yasalaşacak.
Gıda güvenliğinde olduğu kadar gıdada bilgi güvenliği de günümüzde önemli bir yere sahip. Kanun teklifi ile doğru söyleyenler kovulurken, yanıltıcı bilgiler ile kitleleri peşinden sürükleyenler bir kez daha düşünür hale gelecekler.
Taklit ve Tağşişe 5 yıla kadar Hapis
Bilgi kirliliği ile mücadele bilginin gerçek sahipleri tarafından da yapılabilir. Ancak kanun teklifinin en can alıcı ve güzel yanı Madde-30 da gizli..
Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye atan gıda üreticisi; başka adla yeniden piyasaya çıkamayacak. Sadece üretici değil; satan da bu cezalardan nasibini alacak.
10 yıla kadar sektörden men edilme durumu ile karşı karşıya kalmamak adına umarız gıda teröristleri doğru yolu bulurlar.
İzlenebilirlik Faktörünü Unutmamak lazım
Ürünlerin izlenebilirliğini sağlamadan piyasaya sunan gıda perakende ve yem işletmecisi için de kanun teklifi ceza ön görüyor.
İzlenebilirlik; genel olarak bakıldığında bir ürün veya hizmetin geriye doğru takip edilebilir olmasıdır. Hammaddelerin nereden alındığı; ürünün ne şekilde muhafaza edildiği; son tüketiciye ulaşmadan hangi aşamalardan geçtiği gibi gıda güvenliği konuları izlenebilirlik kapsamına girmektedir.
İzlenebilirlik kavramı; bu haliyle gıda güvenliği sistemi olmayan gıda işletmeleri oldukça zora sokacağa benziyor.
Yanıltıcı Yayın Gerçeğe aykırı olmayacak
Yayınlayan kurum da; yayında yanıltıcı bilgi veren de kanun teklifi ile cezaya tabii olacağa benziyor. Dana Kelle çorbasını covid-19 pandemisi öncesinde önerenlerden halen bir ses çıkmadı.
Gıda güvenliği ve Gıda Güvenilirliği alanında atılmış bu adım hakkında halen “ifade özgürlüğü” kapsamında eleştiriler olduğunu da unutmamak lazım. Ancak; gelecekte buna benzer adımlar ile gıda güvenliği ülkemizde daha sağlam temellere oturacaktır. Bilgi kirliliğine sebep olan kişi ya da kişilerin cezai müeyyidelerini hep birlikte göreceğiz.
Kaynak: TBMM.gov.tr